Mizaç olarak adlandırılan iki ilim vardır.
Bunlardan biri ennegram olarak bilinen mizaç tespit çalışmaları olup kişilerin karakterleri üzerinde geniş bilgilere sahip olmak için yapılan araştırmalardır.
Bir diğeri ise, Hipokrat ve İbni Sina gibi isimlerin hem kişilik özellikleri, hem fiziksel hem de hastalıklar üzerinde yaptığı çalışmalar için ortaya koydukları mizaç ilmidir. Bu yazımızda bahsedeceğimiz mizaç ilmi ise, tam olarak budur.
Ahlaat ı Erbaa olarak bilinen 4 sıvı, kainatta ki 4 elementin insanda ki karşılığıdır. Ateş elementinin karşılığı, kişi de maddesel olarak safra, hava elemetinin karşılığı dem, toprak elemetinin karşılığı sovda, su elementinin karşılığı ise balgamdır.
Bu sıvıların hangisi insan bedeninde baskın ise, kişinin karakter özelliklerini, yatkın olduğu hastalıkları, olaylara karşı verdiği tepkileri kısacası insanı bütün yönü ile alan mizacını belirler.
Mizaç İlmini Öğrenmek Bize Ne Sağlar?
Mizaç ilmini öğrenmek, öncelikle bireylerin kişilik özelliklerini tanımamızı sağlar. Eşlerimizi, çocuklarımızı, çevremizi bu bakış acısı ile değerlendirdiğimizde beklentilerimizi artık bir kenara koyabiliriz. Adalet; aslana et, ata ise ot vermektir. Et faydalı diyerek ata et vermeye kalktığımızda atın doğasına aykırı hareket etmiş olup onu hasta ederiz. Burada yapılması gereken şey, ihtiyacı olanı ona vermektir.
Duygularımızı Ele Alacak Olursak;
İnsanın duygusal ihtiyaçları her an değişebilir. Kişi, ağlamak istediğinde ona “neden ağlıyorsun, bunun için ağlanır mı” gibi ifadeler, bu duyguyu bastırmasını sağlar. Oysa orada ihtiyacı olan şey, gözyaşı ile o duyguyu sağaltmaktır. Bunun gibi insanın yaşantısının her aşamasında adil olan, ihtiyaç halinde ihtiyacı olan şey her ne ise, ihtiyacı kadarını vermektir. Çocukların eğitiminde de bu gerçek göz önünde bulundurulmalıdır.
Enderun Medreselerinde Bireysel Eğitim Veriliyordu
Osmanlı medreselerinde eğitim alanların mizaçlarına göre ilgi alanlarına yönlendirilmeleri de mizaç ilmininin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Enderun adı verilen bu medreselerde, “burada hiç bir balık uçmaya, hiç bir kuş yüzmeye zorlanmaz” düsturu ile hareket edilirdi.
Kişiyi Her Açıdan Ele Almak Gerekir
İnsan bir bütündür. Kişiyi yalnızca karakter olarak değil, her açıdan ele almak önemlidir. Çünkü duygular; mizacı, fizik bedeni ve organları etkiler. Mizaç ilmi de kişinin bu özelliklerine göre beslenmeye sevk eder.
Mizaca Göre Beslenmek Sağlıklı Yaşamın Anahtarıdır.
Bir kimse mizacına uygun beslenme şekli ile sağlıklı bir yaşamın kapısını aralar. Hastalıklar veya fiziksel olarak hissedilen rahatsızlıklar, kişinin mizacına aykırı beslenmesinden kaynaklanabilir. Mizaç ilmini bilmek, bu konuda kişinin işini kolaylaştırır.
Mizaç ilminde soğukluk, sıcaklık, kuruluk, ıslaklık kavramları neyi ifade eder?
Mizaç ilminde soğukluk-sıcaklık -kuruluk- ıslaklık olarak ifade edilen kavramlar vardır. Soğukluk kavramından biraz bahsedecek olursak, kişinin bulunduğu iklim şartları, yediği ve içtiği gıdalar bedeni soğutabilir. Bu kişinin içeriden gelen soğukluğu, bazı rahatsızlıkların ortaya çıkmasına sebep olur. Yalnız bu ifadeler, yani ıslak olarak bilinen gıda, bildiğimiz sulu gıda değildir. O gıdanın mizacıdır. Dolayısı ile, yalnızca insanın değil, gıdaların, bitkilerin, taşların, mevsimlerin de mizacı vardır. Çünkü kainatta her ne var ise, insanın da içinde o vardır. Bu konuda Hz Ali’ nin kâinat ve insan ilişkisini en güzel bir şekilde özetleyen şu sözü ,bu ilmin taliplerinin rehberi niteliğindedir. “Sen kendini küçük bir cisim sanırsın, ama en büyük âlem sende gizlidir.” Yenilen gıdalar, kişinin duygu durumlarını da etkiler. Mizaç ilmini bilmek, bu konuda kişiye yardımcı olur. Farklı duygu durumlarında ,kişinin yediği gıdalara bakarak durumunu analiz etmesine yardımcı olur.
Misal olarak; bir insan sürekli kuru gıda ile beslenirse( bu kuruluk pişmemiş veya susuz anlamında değil, mizaç olarak kuruluktur) zamanla “sovda” yani toprağın karşılığı olan sıvı yükselir ve kişi karamsar, şüpheci bir ruh haline bürünür. Bu durumda kişi, mizaç ilmini bildiği için kolayca kendisi için bir reçete oluşturarak, yediği gıdaları gözden geçirip dengeye gelebilir.
Bu ilmi gerçek derinliği ile bilen mizaç uzmanları, fizyolojik, psikolojik bütün rahatsızlıklarda bütüncül olarak kişiyi ele alarak tedavi ederler.
Mevsimlerin de Mizacı Vardır
Kainattaki her şeyin, insanda mutlaka karşılığı vardır. Bunun en güzel örneği ise, mevsimlerle insan ilişkisidir. 4 mevsimden oluşan ilkbahar, yaz, sonbahar ve kış insanın bedeninde mevcuttur.
Sonbahar kişi de “sovda” denilen hılta karşılık gelir. İnsanda ki bu sıvı, tıpkı sonbahar gibi kuru ve soğuktur. Elementi ise topraktır. Sovda (bazı kaynaklarda “sevda” olarak geçer) hıltının maddesel karşılığı şu şekildedir: Sovda hıltı kan tortusuna benzetilir. Bağlar ve kemikler gibi bazı organları güçlendirir. Bu hıltın düşmesi bazı organların zayıflamasına neden olur. Sovda, kanın en alt katmanında bulunan bir sıvıdır. Rengi koyu olduğu için arapça da siyah anlamına gelen “sevda” da denilmektedir. Bu sıvının vücutta olması gerekenden fazla görülmesi halinde bu kişiye “sovdavi”denir.
İlkbahar mevsimi ise; ılık ve nemlidir. Bu mevsimin karşılığı, insan bedeninde dem, yani kandır. Elementi ise “hava”dır. Hava elementi nasıl ki, dolaşmaktadır. İnsanda ki kan da o şekilde dolaşır. Bu hıltın fazla olması, kişiyi “demevî” yapar.
Yaz mevsimi sıcak ve kurudur. Bu mevsimin elementi ateştir. İnsanda ki karşılığı ise, safra hıltıdır.
Safra sıvısı, yani mizaç ilminde ki adı ile safra hıltı, bedende safra kesesinin hem en altında, karaciğerin yanında bulunan bir kesenin içinde ki acı, keskin sıvıdır. Görevi sindirimi kolaylaştırmaktır. Kişide baskın olması, “safravî” bir karakter olması anlamına gelir.
Kış mevsimi soğuk ve ıslaktır. Elementi sudur. Bu mevsimin insanda ki karşılığı ise balgamdır. Balgam; insan bedeninde ki bütün sıvıların daha doğrusu suların adıdır. Bu sular; gözyaşı, ter, balgam, eklemlerde ki sıvılar ve aklımıza gelebilecek bütün bu sıvıların adıdır. Bu sıvının fazla olması halinde kişi, “balgamî” olarak adlandırılır.
HER TEDAVİ ŞEKLİ HERKESE UYMAZ!
Mizaç ilminin en önemli özelliği hastalıkların tedavisinin, kişiye özel olmasıdır. Her tedavi şekli herkese uymaz. Bu tedavi yöntemi bitkilerle ve doğal yöntemlerle bile olsa, bu gerçek değişmez. Çünkü bitkilerin de bir mizacı vardır. Kişi kuru bir mizaca sahip ise, aldığı bitki de aynı mizaca sahip olduğunda kuruluk daha da artar. Dolayısı ile bedende bulunan bu rahatsızlık her ne ise fazlalaşır.
BALGAMİ MİZACA SAHİP KİŞİLER ÇOK SU İÇMEMELİ
Örneğin; çok su içmek faydalıdır. Oysa balgamî, yani vücudunda bu sıvı fazla olan kişiler suyu da fazla tükettiğinde beden de ödem artarak kişiye rahatsızlık verir.
Yalnız şöyle bir ayrıntı daha var ki; her şeyin mizacı sabit olasa da ana mizaç dışında artan elemente göre öne çıkan mizaç farklıdır. Buna, mizaç ilminde kayma denir. Yani bir kimse ana mizaç olarak demevi, fakat safrası artmış olabilir. Bu ise, farklı duygu durumları ve fiziksel olarak bazı rahatsızlıkları öne çıkararak kendini gösterir.
YAŞANILAN YER DE MİZAÇLARI ETKİLER
Aynı şekilde coğrafi olarak bölgelerin de mizaçları vardır. Nemli yerlerde yaşayan insanlarla, kuru ve sıcak bir iklime sahip yerlerde yaşayan insanların mizaçları aynı değildir.
Özetleyecek olursak mizaç ilmini bilmek, hem çevremizi hem bedenimizi, hem de yatkın olduğumuz hastalıkları öğrenmemiz konusunda bize son derece yardımcı olabilecek bir anahtardır.
Tüm kâinat bir denge üzere kurulmuştur. Mizaçta da dengeyi yakalamak, madden ve manen huzurlu bir yaşam demektir.
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR