Birçok hastalığın teşhis ve tedavisinde başvurulan genetik analizler, beslenme alanındaki çalışmalarda da yerini aldı. Beslenme genomiği, insan genomu, insan beslenmesi ve sağlık arasındaki ilişkiyi inceleyen Nutrigenomik disiplini ile ilgili çalışmalar dünya çapında yaygınlaştı.
Nesiller Genetik Hastalıkları Değerlendirme Merkezi Kurucusu, Genetik ve Farmakoloji Uzmanı Dr. Gülay Özgön, Nutrigenomik ile ilgili bilgi paylaşırken, hiçbir sağlıklı yaşam danışmanlığının, genetik kodlardan bağımsız verilemeyeceğine vurgu yaptı.
Dr. Gülay Özgön, wellness dediğimiz sağlıklı yaşam biliminin kendi genetik kodumuzu bilme esasına dayandığını belirterek “Genetik kodumuzu nasıl daha iyi bir hale getirebiliriz ve daha sağlıklı, uzun ömürlü nasıl yaşayabiliriz sorularının yanıtları genetik analizlerin sonuçlarıyla bağlantılı. Hiçbir sağlıklı yaşam danışmanlığı, kişilerin genetik kodları analiz edilmeden verilmemelidir. Bu noktada ‘kişiselleştirilmiş tıp’ ezberlerimizi bozmaya devam ediyor” dedi.
10 yıl içerisinde obezite ile mücadele eden çocuk sayısının yüzde 60 artarak 2030’a kadar 250 milyona ulaşması beklendiğini açıklayan Özgön, obezitenin sürdürülebilir yaşamın en büyük tehdidi olduğuna dikkat çekti. Özgön, “Obezite ile mücadelenin başarıyla sonuçlanması, disiplinler arası iş birliği ile mümkün. Kan değerleri, insanların beslenme ihtiyaçları ile ilgili belirli verileri verir, daha ötesi için ise gen yapılarının ayrıntılı analizi gerekir. Nutrigenomik temelli diyet planlarında, genetik yapı analizleri yapılarak, kişisel beslenme ve sağlık ihtiyaçları, kronik hastalıkları önlemeye yardımcı olan diyet önerileri oluşturulur” ifadelerini kullandı.