Şimdi sizlere bahsedeceğimiz bu konu, belki daha önce duymadığınız, belki de ninelerinizden duyup anlam vermediğiniz bir bilgi!
Ay’ın tüm dünya üzerinde ki etkisini hepimiz biliriz. İnsan küçük bir evren olarak, kainatta ki her şeyi içerisinde barındırır. Dolayısıyla Ay’ın insan üzerinde de etkisi küçümsenmeyecek kadar çok.
Bazen filmlere bile konu olan Dolunay etkisini az çok hepimiz duymuşuzdur. Fakat Ay’ ın sadece ruh halimiz üzerinde değil, bedenimizde de oldukça etkileri büyük. Bu bilgileri öğrendiğinizde, ninelerimizin neden Ay’ın hareketlerini takip ettiğini, Ay’ın eksiği gediği gibi ifadeleriyle neleri kast ettiklerini anlayacaksınız. Hepimiz zaman zaman ayna da kendimizi güzel, bazen de çirkin hissederiz. Bazı zamanlar yaptığımız maskeler kürler oldukça iyi sonuçlar verir, fakat bazen tam aksi bir sonuç elde ederiz. Bazı zamanlar kurduğumuz turşular, mayaladığımız yoğurtlar, hamurlar tam kıvamında olurken, aynı ölçüleri kullanarak başka zamanda yaptığımız bu işlemler kötü sonuçlanabilir. Bu duruma bir anlam veremediğimiz olmuştur çoğunlukla. İşte şimdi sizlere vereceğimiz bilgiler neticesinde, her bir sorunun cevabını bulacaksınız.
Dünyamızın uydusu olan Ay’ın her bir hareketi bütün canlıları etkilemektedir. Yalnızca denizlerde oluşan gel git olayı ile sınırlı kalmayan bu durum, eski dönemlerde insanların Ay’ı takip ederek budama-ekim- dikim işlerini de ona göre planlamalarını sağlıyordu. Yalnızca toprakla ilgili değil, beden temizliğini, saç kesim zamanlarını da Ay’ a göre tayin eden insanlar, düğün zamanlarını da Ay takvimini göz önünde bulundurarak belirliyorlardı.
Tüm Dünya’ da bilinen ve kadim bilgiler arasında yer alan, yüzyıllar boyunca tedavilerin bile Ay’ın hareketlerine göre yapıldığı bilinen bu gerçek, kültürümüzde de önemli bir yere sahip.
“Ay’ın yenisinde olur börtü böcek, eskisinde olur börek çörek” gibi ifadeleri büyüklerimizden duymuşuzdur. İşte bu şekilde dilimize bile yerleşen bu bilgiler, “ne varsa eskilerde var” gerçeğini bir kez daha gözler önüne seriyor.
OLDUKÇA MERAK UYANDIRAN VE HEYECAN VERİCİ BU BİLGİLERİ ÖĞRENMEYE HAZIR MISINIZ?D
Öncelikle Ay’ın büyüdüğü evreyi ele alalım.
Ay’ın 28 günlük döngüsü içerisinde 14 gün büyüme evresi dolunayla birlikte sona erer. Dolunayla başlayan ve yine 14 gün süren küçülme evresi ile birlikte sona erer.
Ay’ın çekiminin en üst seviyeye çıktığı dolunay halinde akarsular coşar denizler kabarır. Canlılar ,özellikle deniz canlıları daha fazla hareketlenir. İnsanda ise bu durum uyku durumlarına ve duygusal hallerine yansır.
Özellikle geçmiş dönemlerde tarım ile uğraşan insanlar Ay’ ın bütün hareketlerini takip ederek hareket ettikleri için şu şekilde gözlemler yapmışlardır.
Ay yeni halinde iken toprağa ekim yapılırsa verimsiz olur. Fakat Ay büyüme evresinde iken ekim yapıldığında ekilen tohumda büyür.
Ay küçülmeye başladı zamanlarda ağacın öz suyu köke iner. Bundan dolayı budama işleri Ay küçülmeye başladığında, kesimler ise dolunay da yapılır.
Ay dolunay halinde iken bütün vitaminler ve sular bitkinin özüne indiği için, dolunay da toplanan ürünler , oldukça sulu ve vitamini daha fazla olur.
Yine eskiler bir yeni işe niyetlendiklerinde bunu mutlaka Ay büyürken yaparlardı ki, Ay büyüdükçe iş büyüyüp bereketlensin.
Bunların dışında insan bedenine de etkilerinden bahsetmiştik. Buna göre; bedenimizde büyümesini istediğimiz her hangi bir şey mesela saçlarımızın hızlı uzamasını istiyorsak Ay büyürken, daha yavaş uzamasını istiyorsak Ay küçülürken kesmeliyiz.
Tırnaklar ve tüyler içinde bu şekilde hareket ettiğimizde ,zamanla tüylerden kurtulduğumuzu ve tırnaklarımızın geç uzadığını görürüz.
Özellikle dolunay da yapılan maskeler, detoks çayları daha fazla etkisini gösterir. Bunun sebebi ise; bedenimizde bir hareketlilik olduğundan, kanın, toksinlerin yüzeye çıkmasından kaynaklıdır
Peki Ay’ın büyüme ve küçülme evresi nasıl anlaşılır?
Ay büyürken şekli tıpkı D harfi gibidir. Sonra dolunay halini alır ve daha sonra küçülmeye başladığında ise ters D harfi ne benzer.
Kozmik bilim eski insanların yüzyıllar öncesine dayanan bilgi ve deneyimlerinin ışığında oldukça etkili yöntemlerdir. Kainat ve insan ilişkisini en güzel şekilde açıklayıcı bir ilim olan kadim bilgilerin bizlere ulaşması, büyüklerimiz tarafından günümüze ulaşmış manevi miraslardır.
İnsan küçük bir alem, alem ise insanın içinde küçük bir hazinedir.