Açıkça konuşursak, incirler ters çevrilmiş çiçeklerdir. İncir ağacının yuvarlak meyvesinin içinde, soğanın sapı içinde bulunan birçok çiçek ve tohumdan oluşan bir labirent (veya küme) bulunur. İncir ağaçları elma ve şeftali gibi çiçek açmaz. Çiçekleri armut biçimli bir kabuğun içinde açılır ve olgunlaşarak yediğimiz meyveye dönüşür. Her çiçek, incirlere tanıdık çıtırlığını veren achene adı verilen sert kabuklu bir meyve üretir ve incirler birçok achene'den oluşur. Yani bir incir yediğimiz zaman aslında birden fazla incir yemiş oluyoruz!
Lezzetinin yanı sıra sağlık açısından da tavsiye edilen incir, aynı zamanda birçok rahatsızlığa da iyi gelen bir şifa kaynağıdır.
İncirin çok ilginç bir geçmişi var. Özel olarak üretilen incirin özel bir arıya ihtiyacı vardır. İncir doğa kanunlarını ihlal ediyor. Yani üremek için içlerinde kurbanlık bir yaban arısına ya da ölü bir böceğe ihtiyaçları var.
ÖZEL ARILARA İHTİYAÇ VAR
Her derde deva olarak bilinen inciri yediğimiz zaman meyvelerinden de bol miktarda tüketmiş oluyoruz. Bu incirin çoğalması için gereken özel tozlaşma sürecidir. Arılardan gelen polene bağımlı değiller.
Bu yüzden incir arısı adı verilen özel bir arı türüne ihtiyaçları var. Bu arılar incirin gelişmesi için gerekli olan genetik materyali taşır ve incirlerin çoğalmasını sağlar. incir ağacı arıları; Meyvenin içindeki larvaları parazitleştirdikleri için incir olmadan yaşayamazlar. Bu ilişkiye simbiyoz veya karşılıklılık denir.