Anne baba olmak, çocuğunun güzel günlerini görmek bu dünya da yaşanabilecek en güzel duygulardan birisidir. Fakat bu keyifli yolculuk, her zaman istendiği gibi güzel gitmeyebiliyor. Zaman zaman çocukların maruz kaldığı fakat anne babalar olarak farkına varmadan onları yaraladığımız davranışlarımız olabilir.
Uzman Psikolog Beyhan Budak, anne ve babaların asla kullanmaması gereken zehirli cümleleri tek tek anlattığı programında, oldukça faydalı ve pratik bilgiler veriyor. Çocukları büyütürken her ne kadar zaman zaman dil alışkanlığı ile de olsa kullanılan cümleler, bizler bilmesek bile onların iç dünyasında kendilerini değersiz, yetersiz hissetmelerine yol açabiliyor.
Bu durumlarda dikkat edilmesi gereken, söylediklerimize dikkat etmek, varsa bu zehirli cümleleri hayatımızdan çıkarmaktır. Bakalım o cümleler, hayatımızda ne kadar yer alıyor.
İşte anne babalıkta kullanılmaması gereken o zehirli cümleler..
Tıpkı babaannene çekmişsin, aynı teyzen gibisin..
Anne babanın akrabalar arasında kendilerinin davranışından hoşlanmadığı kişiler olabilir. Bu durum zaman zaman çocukla aramızdaki çatışmalar esnasında dile getirmemize neden olabilir. Hatta bazen baba, bazen de anne birbirlerine kızgın olduklarında bile “annen gibi ..... sin, baban gibi şöyle huyun var ”diyebilirler. İşte bu yüzden bu cümle çocuk üzerinde olumsuz etki bırakabilir.
Senden adam olmaz
Bazen öyle bunalır ve içinden çıkamadığımïz durumlar olur ki, çocuğumuza “sen hiç akıllanmayacaksın” hiç değişmeyeceksin” gibi ifadeler kullanabiliriz. Bu cümle çocuğun hayatında ”benden adam olmaz”gibi bir hisse kendisinin kapılmasına yol açabilir
Sen benim her şeyimsin. Ben senin için her şeyden vazgeçtim “
Bunun gibi çok fazla duygu yüklenmiş cümleler, çocuğun ilerde kendisine ait alacağı kararlar noktasında suçlu hissetmesine, anne babasının her konuda onayını almadan hareket edememe gibi davranışlarına neden olur
Senin yüzünden babandan/annemden ayrılmadım
Bu durum çocuk için ağırdır.. Nitekim çocuk kendi isteği ile dünyaya gelmemiştir ve onu kendi istekleri ile dünyaya getiren anne babalarının geçimsizliğinin faturasını da ödemek zorunda değildirler. Yetişkinliklerinde bu durumu dile getirdiklerinde ,ebeveyn için kaldırılması güç bir yük haline gelen sözler ve ithamlar duyabilir
Fiziksel görünümü ile dalga geçilmesi
Her insanın fiziksel özellikleri farklıdır. Kimisi kısa, kimisi uzun, kimi zayıf, kimi de kilolu gibi. Çocuklarla çalışmalarımızda, belki de bazen teşvik amaçlı olduğunu düşündüğümüz “az ye, ne çok yedin vs” iyice kilo aldın, ne kadar zayıfsın, kurudun” gibi cümleler çocuğun özgüvenini tamamen yitirmesine sebep olan davranışlardır.
Çocuğu aracı olarak kullanma
Özellikle boşanan çiftlerde "annene söyle şöyle yapmasın, babana söyle nafakayı versin” gibi söylemler, çocuklar için olumsuzdur.
Kıyaslama
Çocuğu başkaları ile kıyas etmek, yıkıcı ve çocuk üzerinde kıskançlık, aileye karşı aidiyetin kırılması gibi bir çok duyguya sebep olabilir. "Abin gibi olamadın , kardeşin gibi akıllı uslu ol” cümleleri, ister istemez çocukta kıyas edildiği kişiye karşıda olumsuz duygu oluşturur.
Ben senin yaşında iken..
Bu gibi cümleleri bizler de büyüklerimizden çokça duymuşuzdur. Bu sözler, kişiye kendisini yetersiz hissettirerek bu cümleleri kuran kişiye karşı kendini kapatmasına sebep olur. Her çocuk farklı bir karaktere sahiptir. Bu farklılıkların dile gelmesi ”Ne kadar hassassın, çok dayanıksızsın” gibi cümleler, çocuk üzerinde olumsuz etki bırakır.
Dert ortağı yapma
Bazı ebeveynler çocuğu bir dert ortağı gibi görür. Çocuğa kendini üzen kim varsa bunlari anlatır, aktarır ve çocuğun bunu kaldıramayacağını anlamaz. Oysa çocuklar bizim dert ortağımız psikologumuz değildir ve çocuk bu durumu kavrayamaz.